Ana Sayfa  >  Basında Biz  > Röportaj
» Basında Biz
» Projeler Basında Biz
» Unlimited Sergisi 12 Eylül 2019'da Sanatseverlerle buluşuyor
» Mayıs 2014 Şeli Abut Benhabib'in Bağlaç dergisi için Mustafa ASLIER ile yaptığı röportaj
» 7 Mayıs 2014 UÖML öğrencileri, Şeli Art Project sanatçıları ile hayallerini tuvale taşıdı
» Ekim 2014 'Sanat Ayağınıza Geldi' Şeli ile yapılan röportaj
» 08 Ocak 2014 Şeli Abut Benhabib'in Şalom gazetesi için Asaf Zeki Yüksel ile yaptığı röportaj.
» 10 Aralık 2013 Her Yerde Sanat Şeli Abut Benhabıb’ın Farklı Sanatsal Çözümleri Devrim Yaratıyor…
» 22 Ekim 2013 Şeli ile 'Her Yerde Sanat'ı Konuştuk
Röportaj
» 14 Ağustos 2013 Şeli Abut Benhabib'in Şalom gazetesi için Ekrem Kahraman'la yaptığı röportaj
» 24 Nisan 2013 Röportaj - Şalom Gazetesi
" Kültür Sanat"  
Röportaj

Sanat ayağınıza geldi!
Randevunuz sanatla,  mekanı siz seçin! Restoran, doktor, hastane, okul ya da sizin evin salonu… Şeli Art Project ile hayatınızın her noktası sanat için artık bir artık buluşma noktası.

Sanat için sanat, toplum için sanat, çağdaş sanat, performans sanatı… Neydi, ne içindi, kimdi, sanat mıydı değil miydi? Sanat ve sanatçı varoldukça, birileri bir şeyler yaratmaktan vazgeçmediği sürece sanata dair ortaya atılan sorular ne demode olacak ne de cevaplanabilecek.
Ama artık bu sorular üzerinde çok daha fazla kişi kafa yoracak, daha çok kişi daha çok soru soracak!  Daha fazla bilgi için Şeli Art Project’ın kurucusu Şeli Abut Benhabib’e ulaştık… Cesur, akıllı, heyecanlı, çok enerjik, sıradışı bir kadın. Öncelikle bir sanat aşığı; konu sanatın hangi dalı olursa olsun öğrenmeğe, yaratmaya, yenilenmeye doymayan bir iştahla yaşıyor ve aklına koyduğu şeyi mutlaka yapıyor. En son, sizin haberiniz olmadan ajandalarınıza sızdı ve adım attığınız her noktaya sanatı taşımaya karar verdi. Sonuç; sanat cam fanusundan, siz de zamansızlığa, hayata yenilen sanat aşkınızdan kurtuldunuz. Gittiğiniz restoran, tahlil yaptırdığınız laboratuar, kaldığınız otel, bakım yaptırdığınız klinik, son ayların en hızlı gelişen sanat projesinin istilasında. Tadını çıkartın…
Biz sizi ressam olarak tanıdık; onlarca karma ve kişisel sergiyle yıllardır resim dünyasının içindesiniz. Ressam olmak çocukluk düşünüz müydü?
Aslında hayır, avukat olmak istiyordum. Üniversitede matematik-astronomi okudum. Resim, profeyonel anlamda üniversiteden sonra girdi hayatıma, bir daha da çıkmadı.

Nasıl ve kimlerle girdi resim profesyonel olarak hayatınıza? Ustalarınız, size resim ve sanatı sevdiren isimler kimlerdi?
1984-1994 yılları arasında Sabri Berkel ve Hülya Düzenli ile sürdürdüm çalışmalarımı; on yıl içersinde farklı anlayış ve mesafelere yöneldim. Sabri Berkel ve Hülya Düzenli bu anlamda bana sanatı sevdiren, resme bağlanmama sebep olan isimlerdir. Sonrasında bir süre özel atölyelerde çalışıp kendi atölyemi kurdum; söylediğiniz gibi birçok karma sergiye katıldım, kişisel sergi açtım. Şu anda ise sanatı bir başka yerinden tutuyor; farklı projeler kapsamında sergiler düzenliyor, butik galeri konseptiyle satış odaklı çalışmalar yapıyorum.
Fotoğraf, drama, dans tiyatrosu, çağdaş performans sanatı… Resim dışında sayısız atölyeye katılmışsınız. Hatta bir röportajınızda ‘profesyonel öğrenci’ olarak tanımlıyorsunuz kendinizi.  Bu sadece bir öğrenme ve gelişme aşkı değil sanırım. Hayattan beslenme tarzınız diyebilir miyiz?
Turizm ve Otelciliği unuttunuz! Hayatta her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum; öğrendiğim her yeni şey bana bir şeyler katıyor, birbirinden farklı görünen her şey bütünün oyunları aslında. Legolar gibi parçaları birleştirmek, bazen aynı parçaları farklı yerlerde ve zamanlarda kullanıp yeni şeyler yaratmak bana keyif ve güç veriyor.
İlgilendiğiniz bunca sanat dalı arasında yaratım süreci en sancılı olanı hangisi sizin için?
Beden tiyatrosu en sacılısıydı benim için. Erol BAbaoğlu ve Ayla Algan gerçeği oynamayı öğretiyor o çalışmalarda; sahici insan olmayı, kendi gerçeğini bulmayı, ne pahasına olursa olsun sakınmadan kendini var edebilmeyi… Drama ve danstan çok daha fazlasıydı yani.
Bir yıl önce ressam kimliğiniz bir cebinize koyup Şeli Art Project’ı kurdunuz. Bugüne dek örneğini görmediğimiz bir projeyle (HER MEKANA SANAT) yola çıktınız. Şeli Art Project için nasıl bir tanım kullanmalıyız; bir gezici galeri mi?
Butik galeri diyebiliriz. Evler,işyerleri, oteller… Kısaca tüm yaşam alanları için sanatsal çözümler sunuyoruz.
Aynı alandaki mevcut organizasyon yapılarından farkı, hedefleri neler Şeli Art Project’ın?
Şeli Art Project, sanatı ve farklı disiplinlere ait sanat eserlerini gündelik hayata taşımak, bu amaca ev sahipliği yapacak sıradışı sanat ortamları oluşturmak için kuruldu. Sanatçılara yeni ve alternatif platformlar oluşturmak, onları yurtdışındaki sanat platformlarına taşımak; seminer ve konsept sergi projeleri geliştirmek Şeli Art Project’ın birincil hedefleri ve faaliyet alanları. Sanat için yeni platformlar kurarken, önceliğimizi her zaman  toplumsal sorunlara duyarlı projelerle yol almak olarak belirledik.
Tam gaz devam eden ‘ Her Mekana Sanat’ projesini biraz daha açar mısınız? Neler oldu bugüne dek, nereler taşıdınız sergilerinizi ve sırada nereler var?
Sanat eserlerinin galeri ve müzelerin korunaklı, yalıtılmış ortamlarında bulmak alışılagelmiş, olağan durumdur. Bu da sanatın izleyiciyle buluşması için ayrı bir zaman, enerji, ve iletişim çabası anlamına gelir.
Siz burada devreye giriyorsunuz…
Evet. Sanatı, sanatçıyı geniş kitlelere, daha sıklıkla ulaştırmanın en kolay yolu, sanata hayatın içinde daha çok yer açmak. İnsanların gündelik rutinlerinin, hızlı şehir hayatının içine girmek esas. Hastane (Ataşehir ve Şişli Memorial), otel (Mim Hotel, Grand Cevahir, Grand Hyatt, Double Tree by Hiltıon) restoran-bar (Banyan, La Mancha, Soul Room, Juno, Good Mood) üniversite kampüsleri (Doğuş Üniversitesi), okullar (Özel Musevi Lisesi), labaratuar (e-lab Maçka), klinik (Medica Narmanlı, Metropol Doctors) gibi sağlık kuruluşları, sosyal kulüpler (İstanbul Atlı Spor Kulübü Maslak)… Hepsine girdik ve bu mekanları birer sanat platformuna dönüştürdük; mevcut fiziksel yapılarını bozmadan, ufak rötuş ve düzenlemelerle sanata yer açtık.
Sanatın elitist tavrına hayran sanat camiasına karşı çok cesur bir adım olduğunu düşünüyorum bu anlattıklarınızın. Devrim Erbil, Ekrem Kahraman, Tülin Onat, Mithat Şen  gibi ustaları ikna etmek kolay oldu mu?
Kendini sanata adamış bu ustaları sanatın çok daha büyük kitlelere ulaşması, hayatın içine girmesi için ikna etmek hiç zor değil. Gerçek sanatçılar bu anlamda çok hassaslar. Muhteşem destekleriyle bu yolda ilerlememize, gelişim ve büyümemize çok katkıda bulundular. Katıldıkları sergilerle desteklerini hala da sürdürüyorlar.
Çağdaş sanat anlayışının sanat galerilerini yeni bir yapılanmaya götürecek mi sizce?
Kuşkusuz! Götürüyor zaten…
Projeleriniz sadece sergiler ve performanslarla sınırlı değil, Şeli Art Project faaliyet alanı bir hayli geniş… Biraz bunlardan bahseder misiniz?
En büyük faaliyet alanımız bünyemizdeki yerli ve yabancı sanatseveri buluşturmak. Resim, heykel, seramik, cam,hat, tasarım gibi farklı disiplinler üzerine çalışan sanatçılarla tek elden çalışma imkanı sunuyoruz yani. Mekanınıza, zevkinize, bütçenize uygun sanat eserlerini buluyor, hatta tamamen özel çalışmalar için sanatçıyla bir araya getiriyoruz sizi.  Şeli Art Project bünyesinde ayrıca seminer, workshop, sanat gezileri organize ediyoruz. www.selisanat.com adresinden ulaşabileceğiniz sanat dükkanımızla da; kurulan online  alışveriş sistemi üzerinden farklı tasarım ürünlerine ulaşabiliyorsunuz.
İngiliz Konsolosluğu’nda gerçekleştirilen ‘Look Listen Watch’ performansı var bir de. Üzerinde bayağı konuşuldu.
İngiliz Konsolosluğu’nda İngiliz Ticaret Odası’nın işbirliğiyle gerçekleşti o proje. Düzenlenen Çatalhöyük adını taşıyan panelde ilgili konuşmalar yapılırken bahsi geçen uygarlıklar üzerine canlı illüstrasyon yapıldı. Erhan Cihangiroğlu, konuşmalarla eşzamanlı olarak döneme ait duvar resimlerinin ruhunu, o döneme ati figürler, inanç sembollerini yansıtan bir illüstrasyonu dijital ortamda çizdi. Performans gerçekten kısa ama etkili bir şölene dönüştü.
Sanırım bizi şaşırtmaya devam edeceksiniz. Sırada neler var, bahsetmenizde sakınca var mı?
Önümüzdeki dönemde uluslararası alandaki projeler biraz ağırlık kazanacak. Yurtdışındaki fuarlar, Türk sanatçıların uluslararası butik sergilerle işbirliğine girmesi ve yabancı sanatçıların Şeli Art Project ile tanışması üzerine yoğunlaşacağız.
ZUHAL AKAY 2014

        

 

 
web tasarım